Pazartesi, 23 Aralık 2024
greek turkish
İstanbul Başkonsolosluğu
Anasayfa arrow Hakkımızda arrow İstanbul Başkonsolosluğu arrow Haberler arrow Athina Kazolea: İstanbul’un hanlarında varolan kırık parçalar

Athina Kazolea: İstanbul’un hanlarında varolan kırık parçalar

Wednesday, 19 December 2012

Athina Kazolea:  İstanbul’un hanlarında  varolan kırık parçalar
Athina Kazolea:  İstanbul’un hanlarında  varolan kırık parçalar
Selanik Fotoğraf Müzesi’nin yapımı

23/01-17/02/13



22 Ocak tarihinde, Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğunun Sismanoglio Megaro’sunda Atina Kazolea’nın «İstanbul’un Hanlarında Varolan Κırık Parçalar» adlı fotoğraf sergısının açılışı yapıldı. Fotoğraflar flickr sayfamızda bulunmaktadır:
http://www.flickr.com/photos/sismanoglio/sets/72157632285448584/

Sergi 17 Şubat 'a kadar açık kalacak

Yer: Sismanoglio Megaro (İstiklal Cad. No 60, İstanbul, Tel : 0090 2122448640)
Ziyaret saatleri : Pazartesi- Cuma 15.00-20.00  & Cumartesi- Pazar 12.00-19.00

Giriş ücretsizdir

Sergi hakkında bazı bilgiler:

Selanik Fotoğraf Müzesi (S.F.M.) ve Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğun işbirligi ile düzenlenen sergi, (S.F.M.’nin yapımı/Tasarım-Vaggelis İoakimidis) PhotoBiennale programının bir parçasıdır ve Selanik- Kültür kavşağı programın çercevesinde sürmektedir (OPAP’ ın sponsorluğu ile).

Athina Kazolea, İstanbul’un eski Osmanlı hanlarında bulunan ve bir sebepten kullanılmayan  kavramsal ve tarihsel anlatıları sunuyor.  Alegorik bir açıklama oluşturmak için hanlar, tarih ve unutulmuşluk çerçevesinde fotoğrafçıya  hizmet vermektedir. Kazolea’nın fotoğraflarında görüldüğü gibi insanların çoğu, hanlarda şu anda saklanan, gelişen ve adı olmayan kısa öykülerdeki insanlar gibi başsızdırlar. Izleyici, yorgun işçinin, sigara içen bir kişinin ve yıkanan birinin vücudu ile karşı karşıya kalıyor. Gerçekleştirilen çekimin sonunda geçmişten bir tek, kullanılan nesneler ve eser geriye kalıyor.

Kazolea’nın hanları geçmişten kalan sesler ve zaferlere hayat veriyor. Günlük hayatın temposu yeni göröntüler ile devam ediyor; esnaflar yıkanıyor, yemek yiyor ve çalışıyorlar. Sadece üretim sürecinin tekrarı değil, hayatın kendisi de, bu varolan parçalar sayesinde müslüman geleneğin "kabuğunu" özetliyor.

Hanlar  için tarihsel bilgiler

"Unutulmuş olan, çöken, bakımsız ama hikayeler ve resimler ile dolu İstanbul’un hanları  unutulmuş bir hayat barındıran bir kabuk, kayıp olacak bir dünyanın son görüntüleridir. Eminönü’de,  Büyük Pazar ve Mısır Çarşısı arasında mercan, Tahtakale ve Beyazıt’ın yamaçlarında saklanmaktadır. Ancak, şehrin sakinlerinin çok azı  bunların ne ve nerede olduğunu bilmektedir. Ziyaretçilerin büyük çoğunluğu ise önünden geçip onların varlığindan  bir haberdirler.

Yunanistan'da han kelimesinin eşanlamlısı konukevi olarak kullanılır. Ev ve mekan anlamına gelen farsça kökenli ‘khaane’ de gelmektedir. Arabistan’dan ve eski Osmanlı topraklarından Kuzey Afrika’ya, İran’a ve Orta Asya’ya kadar, müslüman coğrafyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Kırsal bölgelerde daha büyüktür ve  Karavan-Sarai denir (türkçe’de Kervansaray). Şehir içindeyse  Arapça,Türkçe ve Farsça konuşanlar çoğunlukla (k)han, Mısır’da wikala ve Kuzey Afrika’da fonduq derler.

Han, karavan satıcılarına konaklama imkanı sunuyordu ayrıca develer için ahıra yerleştirme ve ürünleri için  depolama yeriydi. Aynı zamanda bu hanlar şehrin içindeyken  toptan satış alanı olarak  kullanılıyorlardı. Her müslüman şehrinde, hanlar, pazarlara yakın mesafede bulunmaktadır. Pazarlarda perakende satış yapan tüccarlar mallarını hanlardan temin ediyorlardı. Her hanın uzmanlaştığı belirli ürünler vardı.

Genel olarak, sıra sıra hücrelerden ve geniş bir merkez avludan oluşuyorlardı. Avlunun ortasında çoğu defa küçük bir cami ve bir çeşme bulunuyordu. Her handa geniş bir mutfak da vardı.  Han kapsamında genellikle kısa konaklama yapan tüccarların ihtiyaçları karşılanıyordu. Avluyu çevreleyen hücreler genellikle iki veya üç kattan oluşuyordu. Pencere olmayan ilk kat hücrelerde

ürünler depolanıp tüccarların hayvanları ahıra yerleştiliyordu. Katların hücreleri yatakodası ya da tüccarların büroları olarak kullanılıyordu.  İstanbul’un soğuk havasına karşı ısıtma için her birinde somine bulunuyordu. Osmanlı hanlarının çatılarındaki her bir  küçük kubbe bir  hücreye tekabül eder ve hücrelerdeki somineler sayesinde çatılarındaki zarif bacaları süsler."

Aleksandros Massevetas’ın kitabından bir alıntı
“Gidenlerin İstanbul'u”
(2011, Patakis Yayınevi)

ATHİNA KAZOLEA (www.kazolea.gr)


1958 yılında doğmuş olan sanatçı Atina’da yaşıyor ve çalışıyor. Atina Üniversitesi’ nde  Fransız Dili ve Edebiyati ve Paris’te Ecole Superieure des Etudes Cinematographiques okudu. 2005-2006 yıllarında Passport seyahat dergisinde  fotoğraf editörü olarak çalıştı. 1990 yılından bugüne kadar kendi çalışmalarını  çesitli dergilerde (Passport, Marie Claire, Sinema, Difono, Metro, Ena, Ta Nea, Taxidromos, Kathimerini gazetsesi eki “K”, v.b.) yayınladı. Sanatçı birçok grup sergilere katıldı. Eserleri S.F.M  koleksiyonuna aittir.