İstanbul’da Kostas Tsoclis Sergisi
İstanbul’da Kostas Tsoclis Sergisi
«Prometheus’un İhtiyatsızlığı»
Açılış :25 Mart 2010
Sergi : 26 Mart – 23 Mayıs 2010
Yer: Sismanoglio Megaro, İstiklal Cad No.60, İstanbul
Yunan sanatçı Kostas Tsoclis’in «Prometheous’un İhtiyatsızlığı» başlıklı sergisi 25 Mart’ta İstanbul’un merkezinde bulunan Sismanoglio Megaro binasında açılıyor. Sismanoglio Megaro’nun iki katına yayılan sergi, video gösterileri, yanan fotoğraflar, sanatçının Türkçe yazılmış özdeyişlerini içeren elli küçük boy tuval ve üç büyük tablodan oluşmaktadır.
Sergi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti, Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu ve Devlet Modern Sanat Müzesi tarafından organize ediliyor.
22 Mart Pazartesi günü, Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun Sismanoglio Megaro binasında sanatçının katılımıyla basın toplantısı yapılacaktır.
Basın Toplantısı : 22 Mart 2010
Saat: 11.00 / Kokteyl: 12.00
Yunanistan Başkonsolosluğu: 0212 393 82 91 dahili (204)
İstanbul’da Kostas Tsoklis Sergisi
«Prometheus’un İhtiyatsızlığı»
Tarih: 25 Mart – 23 Mayıs 2010
Yer: Sismanoglio Megaro, İstiklal Cad. No. 60, İstanbul
İstanbul’da yanan koskocaman bir bina. İçinde gezerken insan gerçekten binanın yandığı hissine kapılıyor. 2007 yazının yangınlarının filtresi içinden mitolojik kahramanlar hayatın kahramanları ile karşılaşıyor.
Görsel-sanatsal sözünü yorulmadan ifade etmeye devam eden Kostas Tsoclis, bunu bu sefer «Prometheous’un İhtiyatsızlığı» sergisi ile yapıyor. Açılışı 25 Mart’ta İstanbul’un merkezinde bulunan Sismanoglio Megaro’da yapılacak olan sergi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti, Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu ve Devlet Modern Sanat Müzesi tarafından organize ediliyor.
Sismanoglio’nun iki katına yayılan sergi, video gösterileri, yanan fotoğraflar, sanatçının Türkçe yazılmış özdeyişlerini içeren elli küçük boy tuval ve üç büyük tablodan oluşmaktadır. Özdeyişlerden bazıları şöyle:
«…Ancak, unutmayalım ki, eski görüntüler, adımlarımıza, duygularımıza, kararlarımıza yol göstermeye devam eder.
Çocukluk çağımız, olgunluğumuzun önünde olduğu sürece, asla öncü sanat yapmayacağız…»
«…Sanatın, trajediyi sevince, şiddeti estetik hazza, ilgisizi önemliye dönüştürerek büyülemesi gerekirdi. Gerçeğin ve arzunun arasında arabulucu olması gerekirdi – ya da tersi. Komplocu muhafızların kapıları kapalı tutacakları ve bilgi sahibi olmayanların akıllarını karıştıracakları duygusal gizlenme yerlerinin eseri olabilirdi.
Masum durum ve ilişkiler içinden çıkartılmış başka şehvetlerin ürünü olabilirdi. Sıradan ve kısır malzeme ve şeylerin miktarlarının değişikliklerinden, işlenmelerinden.»
«...Sanat sanatsa eğer, duygular dile getirmez, duygular üretir.»
«Sanatın ne adı, ne de kategorileri vardır. Davranışlarımıza işleyen ve arkasında başkaları için bazen görünür ve izlenebilir, bazen de görünmez ve geçici izler bırakan bir ruhtur.
Birinci izler tarihin belgelenmesi ve okunması, ikincilerse oluşumu için gereklidir.»
«Sonunda beni, etkileyemediği olaylar karşısında kan ağlayan, kullanılmayan yetenekler için gözyaşı döken, anlayışsız bir dünya karşısında ve hiçbir zaman karşılaşma fırsatı olmadığı için onu tanımayan bir Tanrı’ya haklı ya da haksız yere öfkelenen bir insan olarak hatırlamanızı isterim. Buna rağmen, bir insan ki…»
Serginin küratörlüğünü yapan, Sanat tarihçisi-Müzeci, Devlet Modern Sanat Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İoannis F. Kostopulos Vakfı Sanat Müdürü Katerina Koskina, sergi kataloğunda yer alan «Resimde Yeni Bir Gerçeklik» başlığını taşıyan yazısında şöyle der: «Kostas Tsoklis sözleri ve eserleriyle en başından itibaren, durumların gerçek, sembolik veya duyusal yansımaları olarak görüntülerin yaratılmasına dair taşıdığı heyecanı ifade etmiştir. Sanatın geleneksel biçimi ile ilişkili olarak, yerleşik olanı kabul etmeyen ve yenilikçi bir yaklaşım lehine tavır almış olması doğaldır» ve şunları ekler: «Kostas Tsoklis gerçek bir sanatçı olarak, günümüzde propaganda ve ticari amaçlar uğruna sinema dilini kullananların aksine, dokümanı fikre, anlatıyı da dramaya karşı desteklememektedir. O sadece, benzer sanat formları ve aynı zamanda büyük rakip addedilen teknolojiyle kaynaşmasının –yaratıcılık var ise- onu zayıflatmayıp aksine yeni bir gerçekliğe sürüklediğini ortaya koyarak, günümüz resim sanatının imkânlarının ve özünün izini sürmektedir.»
Sanat tarihçisi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Görsel Sanatlar Yönetmeni Beral Madra, aynı katalogdaki kendi yazısında ise şöyle demektedir: «Türkiye ile Yunanistan arasındaki bu kültürel girişimler içinde en etkileyici yapıtlardan birisini Kostas Tsoklis 2003 Martı’nda Tophane-i Amire Kültür Merkezi’nde “Diriliş” başlığıyla sundu. Bu sergiyle Tsoklis, Türkiye ile yalnız bireysel bir diyaloga girmedi, aynı zamanda ortak belleğin gerektirdiği bir sorumluluğu da gündeme getirdi. […]
Günümüz sanatının en belirgin özelliklerinden birisi de bu değil midir? Belleği birlikte canlı tutmak, küresel olayları birlikte değerlendirmek sanatın işlevleri arasında öne çıkıyor. Türkiye ve Yunanistan arasında ilişkilerin sağaltılması döneminde bu imgelerden oluşan sergi, her ne kadar yitirilmiş bir geçmişin hüznünü yansıtıyorduysa da, tarihle yüzleşmenin zorluklarını aşmaya da yardımcı oluyordu. […]
Prometheus’un İhtiyatsızlığı sergisinde de bu sorumluluğun, yöntemin ve yüzleşmenin başka süreçlerini izliyoruz. İzleyici Tsoklis’le bu kez Şişmanoğlu Binası’ndaki yerleştirmesiyle karşılaşıyor. Binanın üç katına yayılan sergi, Tsoklis’in üstünde Türkçe metinler bulunan resimleri, video imgeler ve üç büyük fotoğraftan oluşuyor. Bu kez Tsoklis Prometheus ve Ateş üstüne görsel bir destan yazarken her zamanki gibi zamanın ruhuna ilişkin bir konuyu gündeme getiriyor: Günümüz koşulları içinde ortak bilgiyi kullanarak doğayla, tarihle, bilim ve teknolojiyle ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmemizin gerekliliğini… . […]
[…] Tsoklis’in ateşi betimleyen resimleri üstüne yazdığı metinlerde sanatın kendi yaşamındaki anlamını, başka insanlar için anlamını, tüketim ekonomisi düzeni içindeki anlamını vurgulayan düşünceler yer alıyor ve bu düşünceler ateşin soyut, değişken ve devinimli görüntüleri ile eşleşiyor. Tsoklis ateşe bakarken derin düşüncelere dalabileceğimizi varsayıyor ve sanatın içerdiği birçok özelliği, yaşamsal olanı, düşünsel ve düşsel olanı yansıtmayı, aydınlatmayı, uyarmayı, bilinçlendirmeyi vurguluyor. Metinlerinde sanatın amacından sapmış, sıradanlaşmış, üçüncülleşmiş kavramlarını ve türlerini de imliyor. Ateşin ikilemli karakteri, bu çelişkiler için uygun bir arkaplan oluşturuyor.»
Serginin üç dilde (Türkçe-İngilizce-Yunanca) bir katalogu bulunmaktadır. Kataloğun fotoğrafları Yorgos Triantafillu tarafından çekilmiş, video prodüksiyon ve editörlüğü ise Hronis Pehlivanidis tarafından yapılmıştır.