Ankara Basın Bölümü Amirinin, Yunan Sahil Güvenliği tarafından batırıldığı kaçak göçmen botu iddiaları hakkında Türk basınına gönderdiği mektup.
Ankara Basın Bölümü Amirinin, Yunan Sahil Güvenliği tarafından batırıldığı kaçak göçmen botu iddiaları hakkında Türk basınına gönderdiği mektup.
Yasadışı göç ile mücadelede, Yunan-Türk işbirliğini güçlendirme gereği.
Ankara, 30 Eylül 2013
Sayın beyefendi,
Today’s Zaman gazetesinin 3 Eylül 2013 tarihli nüshasında “43 kaçak Ayvalıkta Sahil Güvenlik tarafından kurtarıldı” başlıklı yazınızı, dikkat ve endişeyle okudum, çünkü bu yazıda Yunan Sahil Güvenliğinin, Yunan adası Midillinin yakınında, içinde 16sı çocuk ve 11i kadın olmak üzere 43 kaçak göçmenin bulunduğu bir botu kasten batırdığı ve bu kişilerin Türk Sahil Güvenliği tarafından kurtarıldığı iddiası mevcuttu.
Türk basını sıklıkla Yunan-Türk deniz sınırlarını aşma gayretleri ile ilgili kaçak göçmenlerin kötü durumu konusunda yanıltıcı haberlere yer vermektedir. Fakat bindikleri botun kasten Yunan makamları tarafından batırıldığı iddiası özellikle ciddidir. Bu çerçevede, Yunan makamlarından aydınlatıcı bilgi istedim ve olay için yapılan araştırmadan sonra, size aşağıdaki hususları bildirmek durumundayım:
2 Eylül 2013 tarihinde sabah saatlerinde, Yunan Sahil Güvenliğinden, görünüşte kaçak göçmen taşıyan motorlu bir şişme bot, Midilli adasının karşısında, Türk kara suları içerisindeyken tespit edildi.
Yunan Sahil Güvenlik botu acilen Pire Arama-Kurtarma Koordinasyon Merkezini haberdar etti ve o da sırası ile muadili olan Ankara’daki Merkezi aradı. Ardından Türk Sahil Güvenliğinden bir bot, SG 51, o bölgeye intikal edip yolcuları topladı. Hiç bir şekilde Yunan Sahil Güvenliğine ait bir bot Türk karasularına girmemiştir ve hiç bir şekilde adı geçen botu engellememiştir ve özelliklede ona vurup batırmamıştır.
Dolayısı ile, bu durumda da, Yunan makamları Türk meslektaşlarına görevlerini Türk karasuları içerisinde yerine getirmek için yardım etmelerine rağmen, olayı Türk basınından ve gazetelerinden yukarıda bahsedildiği gibi verilmesi çok üzücüdür.
Bu tür gazete muhabirliği aslında Yunanistan ve Türkiye’nin, Türkiyeden Yunanistana ve AB ye geçmek isteyen kaçakları istismar eden, insan tacirlerine karşı daha geniş işbirliğinde bulunmaları gerekirken, dikkati gerçek sorundan başka yöne çevirmektedir. Bu insan tacirleri organizasyonları daha fazla masum insanın hayatını tehlikeye sokmadan bertaraf edilmelidir.
Elissavet Makou
Yunanistan Büyükelçiliği
Basın Müsteşarı